Glokom Nedir? Göz Tansiyonu Tedavisi

Glokom, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen, göz içi basıncının artmasıyla ortaya çıkan ve zamanla görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz hastalığıdır. Göz içindeki sıvının dengeli bir şekilde boşaltılamaması nedeniyle basınç yükselir ve bu durum optik sinire zarar verir. Glokom tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına neden olabilir. Bu nedenle erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri büyük önem taşır.
Glokom Tipleri
Glokom, farklı mekanizmalarla gelişebilen ve her bireyde farklı seyreden bir hastalıktır. Göz içi basıncının yükselmesine bağlı olarak optik sinire zarar veren glokom, farklı alt türlere ayrılır. Bu türler, gelişim nedenlerine, belirtilerine ve ilerleme hızlarına göre değişiklik gösterir. Bazı glokom türleri sinsi ilerleyerek yıllarca belirti vermeyebilirken, bazıları ani ve şiddetli görme kaybına neden olabilir. Glokom türlerinin doğru bir şekilde teşhis edilmesi, hastalığın etkili bir şekilde tedavi edilmesi açısından büyük önem taşır. İşte en yaygın glokom türleri ve özellikleri:
Göz Tansiyonu Tipleri | Özellikleri |
Açık Açılı Glokom | En yaygın glokom türüdür ve genellikle yavaş ilerler. Göz içi sıvısının drenaj kanallarında direnç oluşması nedeniyle basınç artar. Belirtiler genellikle fark edilmez ve hastalık ileri aşamalara gelene kadar tespit edilemeyebilir. |
Dar Açılı Glokom | Açı kapanması glokomu olarak da bilinir. Gözün renkli kısmı olan iris, drenaj açısını tıkayarak göz içi basıncının ani ve şiddetli bir şekilde yükselmesine neden olur. Bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir. |
Konjenital Glokom | Doğuştan gelen bir glokom türüdür ve bebeklerde görülür. Gözün drenaj sisteminin anormal gelişimi sonucu ortaya çıkar. Belirtileri arasında ışığa hassasiyet, gözde büyüme ve aşırı gözyaşı üretimi bulunur. |
Sekonder Glokom | Başka bir hastalık, yaralanma veya ilaç kullanımına bağlı olarak gelişen glokom türüdür. Örneğin, üveit (göz iltihabı), diyabet veya uzun süreli kortikosteroid kullanımı sekonder glokoma yol açabilir. |
Normal Basınçlı Glokom | Göz içi basıncı normal sınırlar içinde olmasına rağmen optik sinir hasarı ve görme kaybı ile karakterize edilen bir glokom türüdür. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, optik sinirin kan akışındaki bozukluklarla ilişkili olabilir. |
Pigmenter Glokom | Gözün renkli kısmından (iris) dökülen pigmentlerin drenaj kanallarını tıkaması sonucu oluşur. Genellikle genç erişkinlerde görülür ve fiziksel aktivite ile belirtiler artabilir. |
Eksfoliatif Glokom | Gözün Gözün lens kapsülündeki pul pul dökülmelerin drenaj kanallarını tıkamasıyla meydana gelir. Bu tür glokom, genellikle daha yüksek göz içi basıncına ve daha hızlı ilerleyen bir seyire sahiptir. |
Neovasküler Glokom | Gözün drenaj açısında anormal yeni kan damarlarının oluşmasıyla karakterize edilir. Genellikle diyabet veya retinal damar tıkanıklıkları gibi altta yatan hastalıklarla ilişkilidir. |
Üveitik Glokom | Gözün orta tabakasının iltihaplanması olan üveitin komplikasyonu olarak gelişir. İltihap ve buna bağlı oluşan yara dokusu, göz içi sıvısının drenajını engelleyerek basınç artışına neden olur. |
Fakomorfik Glokom | Genellikle kataraktın ileri evrelerinde, lensin şişmesi sonucu drenaj açısının daralmasıyla ortaya çıkar. Bu durum, göz içi basıncının yükselmesine yol açar ve genellikle cerrahi müdahale gerektirir. |
Glokomun farklı türleri, belirtileri ve risk faktörleri nedeniyle düzenli göz muayeneleri büyük önem taşır. Erken teşhis ve uygun tedavi ile glokomun neden olduğu görme kaybı önlenebilir veya en aza indirilebilir.

Göz Tansiyonu Belirtileri
Göz tansiyonu (glokom), sessiz bir hastalık olarak bilinir çünkü erken evrelerde belirti vermeyebilir. Ancak, göz içi basıncı zamanla arttıkça optik sinir hasarı oluşur ve hastalık ilerledikçe bazı belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Belirtilerin fark edilmesi genellikle geç aşamalarda olduğu için düzenli göz muayeneleri hayati önem taşır.
İşte göz tansiyonunun ilerleyen aşamalarda ortaya çıkabilecek belirtileri:
- Görme alanında daralma: Göz tansiyonunun ilerlemesiyle birlikte periferik (çevresel) görme kaybı yaşanır. Hasta, çevresindeki nesneleri fark etmekte zorlanabilir.
- Gece görüşünün bozulması: Loş ışıkta görme güçlüğü yaşanır, özellikle araç kullanırken veya karanlık ortamlarda net görememe sorunu ortaya çıkar.
- Göz ağrısı ve baş ağrısı: Yüksek göz tansiyonu, göz çevresinde basınç hissi ve ağrıya yol açabilir. Şiddetli baş ağrıları, özellikle dar açılı glokomda belirgin hale gelir.
- Işığa karşı hassasiyet: Göz tansiyonu olan hastalar, parlak ışıklara veya güneş ışığına karşı aşırı duyarlılık gösterebilir.
- Haleler görme: Işık kaynaklarının etrafında renkli halkalar veya parlamalar görülmesi, göz içi basıncının yüksek olduğunu gösterebilir.
- Bulanık görme: Glokom ilerledikçe, göz içindeki optik sinir hasarı nedeniyle net görüş azalır ve zaman zaman bulanık görme atakları yaşanabilir.
- Ani görme kaybı: Akut glokom atağında göz tansiyonu aniden yükselerek körlüğe kadar gidebilecek ciddi görme kayıplarına neden olabilir.
Göz tansiyonu belirtilerinin fark edilmesi, hastalığın erken teşhisi için kritik öneme sahiptir. Eğer yukarıdaki belirtilerden herhangi biri yaşanıyorsa, bir göz doktoruna başvurmak gereklidir.
Göz Tansiyonu Neden Olur?
Göz tansiyonunun yükselmesine neden olan birden fazla faktör bulunmaktadır. Bazı durumlar doğuştan yatkınlık içerirken, bazıları çevresel veya yaşam tarzına bağlı olarak gelişebilir.
- Genetik Yatkınlık: Ailesinde glokom öyküsü olan bireylerde göz tansiyonu riski daha yüksektir. Genetik faktörler, göz içi sıvısının drenaj sisteminin etkinliğini etkileyebilir. Eğer ebeveynlerden biri veya her ikisi de glokom hastasıysa, göz tansiyonunun düzenli olarak kontrol edilmesi önerilir.
- İleri Yaş (40 Yaş Üstü Risk Artışı): Göz tansiyonu genellikle 40 yaşından sonra daha sık görülür. Bunun nedeni, gözdeki sıvı drenaj sisteminin zamanla verimliliğini kaybetmesi ve göz içi basıncının kontrolsüz bir şekilde yükselmesidir. 65 yaş üstü bireylerde glokom riski daha da artar.
- Şeker Hastalığı (Diyabet ve Glokom İlişkisi): Şeker hastalığı (diyabet), göz tansiyonunu artıran en önemli sistemik hastalıklardan biridir. Diyabet, göz damarlarında hasara yol açarak göz içi sıvısının dolaşımını bozabilir. Diyabetik retinopati, göz içindeki kan damarlarını etkileyerek neovasküler glokom adı verilen özel bir glokom türünün gelişmesine neden olabilir. Diyabet hastalarının düzenli göz muayenesi yaptırması çok önemlidir çünkü göz tansiyonu uzun süre fark edilmeden ilerleyebilir.
- Göz Travmaları ve Yaralanmalar: Göz bölgesine alınan darbeler, kaza sonrası göz içi basıncını artırabilir. Spor yaralanmaları, düşmeler veya cerrahi girişimler sonrasında göz tansiyonu yükselebilir. Geçirilmiş göz ameliyatları da göz içindeki sıvının akışını etkileyerek glokoma yol açabilir. Özellikle futbol, boks, basketbol gibi temas sporlarıyla ilgilenen bireylerin gözlerini korumak için önlem alması önerilir.
- Uzun Süreli Kortizon Kullanımı: Steroid içeren ilaçlar (kortizon), uzun süreli kullanımda göz tansiyonunu artırabilir. Özellikle göz damlaları veya inhaler kortikosteroid kullanan bireylerde risk daha fazladır. Bazı cilt hastalıkları, astım veya romatizmal hastalıklar nedeniyle uzun süre kortizon kullanan bireylerin göz tansiyonu düzenli olarak takip edilmelidir.
İlginizi Çekebilir: Tüm Göz Hastalıkları Hakkında Hemen Bilgi Alın.
Tüm göz hastalıkları hakkında detaylı bilgi alın. Dr. Semrin Timlioğlu ile iletişime geçerek göz muayenesi için randevu oluşturun.
Göz Tansiyonu Nasıl Ölçülür?
Göz tansiyonunun teşhisi için göz doktorları şu testleri uygular:
- Tonometri testi: Göz içi basıncını ölçmek için kullanılır.
- Görme alanı testi: Glokomun ilerlemesini değerlendirmek için yapılır.
- OCT (Optik Koherens Tomografi): Optik sinir hasarını tespit eder.
Göz Tansiyonu Kaç Olmalı?
Göz içi basıncı normalde 10-21 mmHg arasında olmalıdır. Ancak bazı bireylerde daha düşük veya yüksek seviyeler de normal kabul edilebilir.
Göz Tansiyonu Kaç Olursa Tehlikeli?
Göz tansiyonunun 21 mmHg üzerinde olması genellikle risklidir. 25 mmHg ve üzeri ise glokom gelişme riskini artırır.

Göz Tansiyonu Tedavisi
Glokom, erken teşhis edilmediğinde optik sinire kalıcı hasar vererek görme kaybına yol açabilen bir hastalıktır. Göz tansiyonu tedavisi, hastalığın ilerlemesini durdurmayı ve göz içi basıncını kontrol altında tutmayı amaçlar. Glokom tedavisinde farklı yöntemler kullanılır ve tedavi süreci hastanın glokom türüne, göz içi basınç seviyesine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.
Glokom belirtileri hissediliyorsa veya risk faktörlerinden biri bulunuyorsa, vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurulmalıdır.
Göz Tansiyonu İçin Göz Damlaları
İlk tedavi seçeneği genellikle göz damlalarıdır. Bu ilaçlar, göz içi sıvısının üretimini azaltarak veya sıvının drenajını artırarak göz içi basıncını düşürmeye yardımcı olur. En yaygın kullanılan göz damlaları şunlardır:
- Prostaglandin Analogları: Göz içi sıvısının dışarı akışını hızlandırarak göz tansiyonunu düşürür.
- Beta Blokerler: Göz içi sıvısının üretimini azaltır.
- Alfa Agonistler: Hem sıvı üretimini azaltır hem de dışarı atılmasını hızlandırır.
- Karbonik Anhidraz İnhibitörleri: Göz içi sıvısının üretimini azaltarak basıncı düşürür.
- Rho Kinaz İnhibitörleri: Drenaj kanallarını gevşeterek sıvının dışarı akışını artırır.
Glokom Ameliyatı
Eğer göz damlaları yeterli sonuç vermezse, lazer tedavisi bir sonraki adım olarak uygulanabilir. Lazer glokom tedavisinde kullanılan yöntemler:
- Selektif Lazer Trabeküloplasti (SLT): Açık açılı glokom hastalarında uygulanır. Lazer ışınları ile göz içi sıvısının dışarı atılmasını sağlayan drenaj kanallarının genişletilmesi sağlanır.
- Argon Lazer Trabeküloplasti (ALT): SLT’ye benzer ancak daha eski bir tekniktir.
- Lazer İridotomi: Dar açılı glokom hastalarında kullanılır. İrise küçük bir delik açılarak sıvının göz içindeki dolaşımı düzeltilir.
Lazer tedavisi genellikle ağrısızdır ve ayakta tedavi şeklinde uygulanır. Ancak bazı hastalarda tedavinin etkisi zamanla azalabilir ve göz tansiyonu tekrar yükselebilir.
Eğer göz damlaları ve lazer tedavisi yeterli olmazsa, cerrahi müdahale gerekebilir. En yaygın glokom ameliyatları şunlardır:
- Trabekülektomi: Göz içi basıncını düşürmek için yeni bir drenaj kanalı açılır. Göz tansiyonu çok yüksek olan veya diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalarda tercih edilir.
- Glokom Drenaj İmplantları (Şant Ameliyatı): Göze küçük bir tüp yerleştirilerek göz içindeki sıvının tahliye edilmesi sağlanır. Özellikle sekonder glokom hastalarında etkili bir yöntemdir.
- Minimal İnvaziv Glokom Cerrahisi (MIGS): Daha az invaziv olan yeni bir cerrahi yöntemdir. Drenaj kanallarını açmak veya genişletmek için mikro stentler kullanılır. İyileşme süresi daha kısadır ve komplikasyon riski daha düşüktür.

Glokom Ameliyatı Sonrası İyileşme
Glokom ameliyatı, göz içi basıncını düşürmek için yapılan cerrahi bir işlemdir ve ameliyat sonrası iyileşme süreci hastadan hastaya değişebilir. Başarılı bir iyileşme süreci için ameliyat sonrası bakım kurallarına dikkat edilmelidir.
- Göz Damlaları Düzenli Kullanılmalı: Ameliyat sonrası göz damlaları, enfeksiyonu önlemek ve göz içi iltihabı azaltmak için reçete edilir. Kortikosteroid ve antibiyotik içeren damlalar, doktorun belirttiği şekilde kullanılmalıdır. Göz damlalarının düzensiz kullanımı, ameliyatın başarısını olumsuz etkileyebilir.
- Göze Baskı Yapmaktan Kaçınılmalı: Göz ovuşturulmamalı, kaşınmamalı veya bastırılmamalıdır. Göz koruyucu kapak (shield), özellikle uyurken kullanılmalıdır. Öne eğilmek, ağır kaldırmak veya ıkınmak göz içi basıncını artırabileceğinden kaçınılmalıdır.
- Ağır Egzersizlerden Uzak Durulmalı: İlk 4-6 hafta boyunca ağır spor ve egzersizlerden kaçınılmalıdır. Yüzme, ağırlık kaldırma, koşu gibi aktiviteler göz içi basıncını artırabilir. Hafif yürüyüş gibi düşük etkili egzersizler doktor onayıyla yapılabilir.
- Doktor Kontrollerine Düzenli Gidilmeli: Ameliyat sonrası ilk hafta içinde doktor kontrolü zorunludur. İlk ay boyunca belirli aralıklarla göz tansiyonu ve iyileşme süreci takip edilir. Ameliyat sonrası dönemde olağandışı belirtiler varsa (şiddetli ağrı, aşırı kızarıklık, ışık çakmaları), acil doktor kontrolü gereklidir.
- İyileşme Süreci: İyileşme süresi ortalama 2-4 hafta arasındadır. Bazı hastalarda tam iyileşme 6 haftayı bulabilir. Göz tansiyonu ameliyattan sonra bir süre dalgalanabilir, bu yüzden düzenli takip şarttır.
Önemli Not: Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde gözde hafif bulanıklık ve hassasiyet normaldir, ancak ağrı şiddetliyse ve görüş kaybı yaşanıyorsa, acil olarak bir göz doktoruna başvurulmalıdır.
Göz Tansiyonu Yükselince Ne Olur?
Göz tansiyonunun aniden yükselmesi, optik sinire ciddi zararlar verebilir ve görme kaybına yol açabilir. Bu durum özellikle dar açılı glokom hastaları için acil müdahale gerektirir. Göz Tansiyonunun Ani Yükselmesi Durumunda Ortaya Çıkabilecek Semptomlar:
- Görme Bulanıklığı: Hastalar, aniden bulanık görmeye başlayabilir. Loş ışıkta veya parlak ışık altında görüş bozulabilir. Görme alanında daralma (tünel görme) yaşanabilir.
- Göz Ağrısı: Ani göz tansiyonu yükselmelerinde, göz çevresinde ve gözün içinde şiddetli ağrı hissedilebilir. Göz basıncı arttıkça ağrı kulak ve baş bölgesine yayılabilir.
- Baş Ağrısı ve Mide Bulantısı: Yüksek göz tansiyonu, şiddetli baş ağrısına neden olabilir. Özellikle sabahları baş ağrısı ile uyanmak, göz tansiyonunun yüksek olduğuna işaret edebilir. Bulantı ve kusma, göz tansiyonunun ani yükseldiği durumlarda görülebilir.
Eğer şu belirtilerden biri veya birkaçı varsa, derhal bir göz doktoruna başvurulmalıdır:
- Ani görme kaybı
- Şiddetli göz ağrısı ve baş ağrısı
- Gözde şişlik ve aşırı kızarıklık
- Mide bulantısı ve kusma
Glokom atağı göz acil durumlarından biridir ve zamanında müdahale edilmezse kalıcı görme kaybına neden olabilir! Glokom hakkında daha fazla bilgi ve randevu için Dr. Hatice Semrin Timlioğlu İper ile iletişime geçebilir ve göz muayenesi için randevu oluşturabilirsiniz.